29 Haziran 2011 Çarşamba

nasıl bir haziran sonu bu, ben anlamadım

o












İnsanlar zannediyorlar ki bir kere benimle aynı yola baş koyan kişi için vazgeçilmez olacağım. Bu tıpkı şeye benziyor, evlenmeden önce bakımlı olan, birbirni heycanlandıran bir çiftin evlendikten sonra koca göbişli, tv karşısında pinekleyen mutfakta yemek yapmaktan bi hal olan tipler haline gelmeleri gibi. Kimse kimse için vazgeçilmez değil, olamaz. Bu yüzden bir şey senden kopup gitmeden onun değerini bilip değerini vermek gerek. Yoksa bir gün bir bakarsın ki ellerinden uçup gitmiiiiş.

Ayrıca hayattaki tüm güzellikleri görmekten aciziz. Ufak şeylere takılıp bunları hayatlarımızın merkezine koyuyor ve başka hiç bir şeyi göremiyoruz. Hayata homojen bırakamıyoruz ruhlarımızı. Hele bazıları var ki geçmişe dönüp bakmaktan boyunları tutulmuş, önlerine dönemiyorlar. Geçmişten gelen umutsuzluk onları yiyip bitiriyor. Herkes yorgun olmaktan yorgun.