14 Ağustos 2011 Pazar

soluğundan öptüm





















Bir gün bi söz okumuştum; "bazen de yıldızlar bakar ve insanlar kayar hayatlarımızdan" diye. Her hatırladığımda bir daha beğenirim bu sözü. Hayatımıza bir çok kişiyi alırız. Kimilerini sırf fazlalık yapsın diye, kimileri arkadaş, kimileri dost, kimileri de sevgili olsun diye. Sonra zamanı gelince bunu hissederiz ve içeri girmeleri için açtığımız kapıyı bu sefer de çıkıp gitmeleri için açarız. Eğer açmazsak, kapıyı kırarlar yine giderler. Biz de aynısını yaparız, gitmek istiyorsak ve kapılar kapalıysa mutlaka bir yolunu bulup gideriz. Fakat bazı zaman olur ki; ne o kişiye ne biz kapıyı açmak isteriz, ne de o gitmek ister. O gün geldiğinde sadece yok olmuş olur. Gitmiş ya da gönderilmiş değil. Sadece yoktur. Her şey devam eder, kaldığı yerden bile değil, çünkü o yokluk bi anı durdurmamıştır ki. Her şey AYNEN devam eder. Yine de bir şey vardır ki sana bu satırları yazdırır. En güzel şiirler belki de kapıdan gidenler için değil de yok olmuş olanlar için yazılmıştır. Ve en kötüsü; var olanla, yok olmuş olanın arasındaki akıl almaz farktır. O yüzden bu sözü severim işte. Yıldızlar izler, bizden önce farkederler bunu. Biz farkettiğimizde ise yokluğu bile yoktur artık.