22 Ocak 2011 Cumartesi

9.1.2011

Çok kötü bişi oldu. İçine ağlamak ne demek öğrendim. Çektiğim en büyük üzüntü onun gözlerimin önünde kendi hayatını har vurup harman savurması zannederken, sonrasında erimesine seyirci kalmakten korkarken hepsi bitti. Sigara dumanı, rakı kokusu, bangır bangır bagıran siyaset programı sesi de bitti. Didişme sesleri de. Fıkralar bile bitti. 16 sene boşuna geçti. En zoruda birbirimize sevgi dolu hatıralar bırakmadan gitmiş olması. Parçalanmadım, yok olmadım ama yuregimde tamamlanması mumkun olmayacak bir güven, şevkat, sevgi eksik kaldı. Kocaman delik kaldı. Ve anladımki klişeler hep dogru söyler. Ben ağlamayı beceremem. Oturup dertleşemem de. Tartışma, akıl verme, dert dinleme ve olaylardan eglence çıkarma dışında fazla şey beceremem. Bunları bilen biri bana dedi ki ,yaz,. Ne varsa yoksa. Bu o deligi kapatmaz ama karnımdaki mi yuregmdeki mi bilmiyorum orası neresi işte ordaki baskıyı ağırlığı azaltır belki bi nebze. Seni seviyomuşum aslında çok.. Zaten bunu biliyordum ama saklıyordum. Bu bok çukurundan daha pis dünyadan daha güzel orası biliyorum ve orada huzurla gulumseyeceksin.